23 Temmuz 2017 yılında böbrek nakli olan 57 yaşındaki Muhammet Uykur, 6 yıl boyunca nakil olmayı beklediğini belirterek, “Önceden yarım bir insandım. Nakilden uyandığımda yeni doğmuş gibiydim." şeklinde konuştu
-NEVAL ARSLAN
Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında her yıl “Organ ve Doku Bağışı Haftası” olarak kutlanmaktadır. Tedavisi yalnızca organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli sağlık sorunlarından biri.
Organ ve Doku Bağışı Haftası kapsamında, 6 yılın ardından sağlıklı bir böbreğe kavuşan, 2017 yılında hayata tekrardan doğan Muhammet Uykur, diyaliz merkezindeki tedavi süreci ve organ naklinin sonrasında hissettiklerini gazetemize anlattı.
Diyaliz merkezinde tedavi gördüğü sürece, diyalize girdiği gün kendini işe yaramaz olarak gördüğünü ifade eden Uykur, “Ertesi gün tansiyonun düşüyor, değerlerin düşüyor, ayağa çok zor kalkıyorsun. O süreçte de işlerine bakamıyorsun. Zaten makinadan çıkmışın ve yarım bir insansın. İstediğin bir şeyi sadece bir dilim yiyebilirsin. Haftada 3 gün diyalize gelmek zorundasın.” dedi.
“SABAH SAAT 5’TE MÜJDEYİ VERDİLER”
Uykur nakil sürecini ise şöyle anlattı: “2012 Ağustos ayından 2017 Temmuz ayının 23’üne kadar böbrek hastasıydım. 2012’de böbrek hastalığı teşhisi koyuldu. Çok geçmeden iki üç güne diyalize başladım. Haftada üç gün nakil olana kadar diyalize geldim. 23 Temmuz 2017 Pazar sabahı saat 05.00 te İzmir’den aradılar o anda sevincimden ne cevap vereceğimi bilemedim. Üç tane hastası olduğunu ve saat 08.00 kadar gelebilir misin diye sordular. Üç hastada en uygun olana bakacaklardı. Doktorlar üçümüzü gördüler. Beni hemen diyalize aldılar. Ardından bana nakil yapılacağı söylendi. O anki hislerimi anlatamam. O kadar çok mutlu olmuştum ki. Hemen o gün saat 07.00 de ameliyata aldılar. Uyandığım da 5 saat geçmişti. Nakil olmak çok büyük bir şans, milli piyango gibi. Ameliyattan sonra yürümem, yemem, içmem her şeyim değişti. Ameliyattan önce 10 basamak merdiven çıkabilirken şimdi 50 basamak merdiven çıkabiliyorum. Patates, muz ve narenciye bunları dilim olarak tüketebiliyordum, şimdi istersem yarım kilo bir kilo yiyeyim sıkıntı olmuyor.”
“ORGAN BAĞIŞI İÇİN 10 DAKİKA BİLE BEKLEMEYİN”
Organ bağışı için çağrıda bulunan Uykur, “Lütfen 10 dakika bile beklemeyin. Bir tane böbrekte olsa, 5 tane böbrekte olsa bir tane sağlıklı böbrek tüm görevi görüyor. Ben bir taneyi verip rahatsızlanırım diye düşünmeyin, bağışta bulunun. Ölmeden de bağış yapılabilir.” diye konuştu.
“YENİ CANLARIN FİLİZLENMESİ EN KUTSAL DEĞER”
“Kaybedilen her can bizim için kıymetlidir ancak bir can kaybedildiğinde yeni canların filizlenmesine sebep oluyorsa, bu bizim için en kutsal değerlerden birisidir.” diyen Özel Can Diyaliz Merkezi Sorumlu Hekimi Dr.Kamil Arslantaş, “Organ bağışı bizim için çok önemli çünkü, normalde bir kişi hayatını kaybettiğinde beraberinde 8-10 kişinin hayatına can katması bizim için çok önemli. Diyalizle kişi hayatını idame ettiriyor ama bizim havuzumuz fizyolojik koşullara, insanı yaşam şekline en uygun hale getirmektir. Bu tedavi algoritmaları içinde organ nakli bizim her zaman önceliklerimizdir. Bu yüzden biz kendi hastalarımızı ilk başta organ nakline yönlendiririz. Eğer organ nakli ile sonuçlanırsa bundan mutlu oluruz. Hastamızı arkadaşımız, kendi ailemizden birisi olarak görürüz.” şeklinde konuştu.
“İLİMİZDE DE ORGAN NAKLİ YAPILIYOR”
Pandemiden önce en çok nâkile gönderen kurumların başında yer aldıklarını dile getiren Dr. Arslantaş, “Önceliğimiz hasta eğitimi, hastanın nakille daha mutlu olacağını inandırıyoruz. Nakilde istisnasız herkesi nâkile yönlendiriyoruz. Kişinin yaşı ne kadar önemli olursa olsun, organ ve vücut yaşı da çok önemlidir. Kişilerin öncesinde organ naklinde istenen bir takım tetkikler var. Bu tetkikleri yaptırtıyoruz. İlimizde organ nakli yapılmadığı dönemlerde İzmir’e de hastamızı kendimiz götürüp, kayıtlarını yaptırıp ve oradaki hekimlerle konuşuyorduk. Ne mutlu ki artık ilimizde de organ nakli yapılmaktadır. Bu konuyu arkadaşlarımızın tercihine bırakıyoruz.” dedi.
“BÜTÜN ORGANLARIMI BAĞIŞLADIM”
Bir hekim olarak, bütün organlarını bağışladığını söyleyen Dr. Arslantaş, “Herkesten istediğim ve özellikle organ bekleyen arkadaşlardan istediğim, organ beklerken kendisi de taşın altına elini koyması gerekir. Böbreğin yok tamam ama gözün, kalbin, akciğerin, karaciğerin vs. var. Herkesin elini taşın altına sokmasını istiyoruz. Herkesin organlarının çürümesindense bir canlıya hayatının idamesinde yardımcı olmak çok önemli. O yüzden herkesi organ nakline davet ediyorum.” diye konuştu.
“YARDIM İSTEYEN HERKESE KAPIMIZ AÇIK”
Dönem dönem değişmekle birlikte yaklaşık 80-90 hastaya hizmet verdiklerini belirten Dr. Arslantaş, “Burada sadece diyaliz işi de yapmıyoruz. Ben hastamın yakınlarına da bakarım, dışarıdan gelip benden yardım isteyene de yardımcı olmaya çalışırım. Tüm sağlık ekibimdeki arkadaşlarıma her zaman şunu söylüyorum, ‘Lütfen karşı tarafta sizin veya yakınlarınızın da olacağını düşünün, ona göre karşı tarafa davranın.’ Biz bizden yardım isteyen herkese elimizden gelen her konuda yardımcı olmaya çalışırız. Özel Can Diyaliz Merkezi olarak 2008 yılından bu yana hizmet vermeye devam ediyoruz. Çeşitli illerde de 6 adet diyaliz merkezimiz mevcut. Taşımalı hizmetimiz mevcut ve arkadaşlarımız nerede diyalize girmek isterse orada girebilir. İlimize gelen misafirlerimize kapımız her zaman açık. 2008 yılından bu yana Can Diyaliz Merkezi olarak hastalarımızdan yaklaşık 50’sinin organ nakli gerçekleştirildi. Pandemiden önce her ay ortalama yaklaşık 2 tane nakil verdiğimiz zamanlarda oldu. Nakil işlemi yeni ilaçlarla artık daha kolay. İnsanlar daha mutlu. Nakil bizim için çok önemli.” dedi.